© Haber Acıpayam 2022

Daha beyaz bir gülüşe sahip olabilirsiniz

Dt. Efe Kaya, diş beyazlatma jelleri hakkında bilgi verdi.


Estetik Diş Hekimi Efe Kaya, "Dişlerimiz sanılan aksine canlı ve ağız içinde yaşayan bir organdır. Gözünüzün rengini değiştirmek mümkün olsaydı pazarlama sitelerinden aldığınız veya evde yaptığınız bir karışım ile rengini değiştirir miydiniz? Görmek ne kadar önemli ise, beslenmek ve sağlıklı dişiler ile gülmek de o kadar önemlidir. Hastalar dişlerinin önemini diş kaybı yaşadıklarında anlarlar. Beyazlatma jeli dişin sadece en dış tabakasına yani mineye uygulanır. FDI tarafından onaylanmış, içindeki beyazlatıcı ajanlar dişlere zarar vermeyecek oranda olan beyazlatma jelleri dişlere zarar vermez. Hiçbir denetim olmadan satılan beyazlatma tozları ve jellerini kullandığınızda diş organına zarar verebilirsiniz" dedi.


Dr. Kaya, doktor kontrolünde olmayan beyazlatmanın tehlikeli yönlerini ise şöyle sıraladı:


"Dişinizi nekroz edebilir: Dişlerin koruma tabakasını aşan beyazlatıcı ajan, dişin öz tabakasına ilerleyip dişi nekroz edebilir. Nekroz (canlılığını yitiren) olan diş renk değiştirir ve ağız içerisinde enfeksiyon başlatır" dedi ve ekledi "Yumuşak dokulara zarar verebilir: Hekimler beyazlatma yaparken ağız içi yumuşak dokuları koruma altına alırlar. Diş eti, yanak, dudak gibi alanlar beyazlatma yapılırken korunur. Korunmadığı takdirde bu bölgelerde yanıklar meydana gelir."


"Alerjik reaksiyonlara yol açabilir"


Dt. Kaya, "Alerji her zaman masum bir tablo değildir. Bazı durumlarda ölüme bile yol açabilir. Ağız bölgesi damarlanma açısından çok zengin bir bölgedir. Ağzı içerisine uygulanan bir alerjen çok hızlı bir şekilde vücuda yayılabilir. Bazı durumlarda hasar kendini çok sonra gösterebilir. Bu durumda zararsız olduğu kanısına varılabilir. Oysa beyazlatma çok ciddi klinik prosedür gerektiren bir işlemdir. Dişlerinize kalıcı hasarlar vermek istemiyorsanız doktor önerisi dışında beyazlatma yaptırmamalısınız. Daha beyaz bir gülüşe sahip olmak isterken dişsiz kalabilirsiniz" şeklinde konuştu.

İlginizi Çekebilir

“Yaza formda girmek için haftada 150 dakika yürüyün”

Yaz mevsimine formda girmek adına şimdiden dengeli beslenmeye dikkat edilmesi gerektiğini belirten Diyetisyen Melike Aslıhan Kara, “Su içmeyi ihmal etmeyin, günde ortalama 2-2.5 litre su içme hedefinize mutlaka ulaşın. Hareketinizi artırın ve haftalık minimum 150 dakika egzersiz süresini hedefleyin. Bilimsel olmayan diyetlerden uzak durun. Tükettiğiniz meyvelerin porsiyon miktarına dikkat edin. Probiyotiklerin gücünden faydalanın” dedi.

Uzmanından bebek isteyen çiftlere beslenme önerileri

Jinekolog Kağan Açıkgözoğlu doğurganlığı etkileyen faktörlere dikkat çekerken, hamile kalmada sperm ve yumurta kalitesinin, sperm ve yumurta kalitesinde de beslenmenin önemli rolü olduğunu söyledi. Uzm. Dr. Akıçgözoğlu, “Kadınlar hayatı boyunca oluşacak tüm yumurta sayısı genetik olarak belirlenmiş olarak dünyaya gelirler. Sonradan bu sayıyı artıracak önlemler alamazlar. Ancak yumurtalarının kalitesini iyileştirmek ve bunu yaparak doğal olarak gebe kalmayı kolaylaştırmak için atabilecekleri adımlar var” diyerek önerilerde bulundu.

Bölgenin ilk kapalı yöntemle tüp açma operasyonu Tatvanda gerçekleştirildi

Bitlis’in Tatvan ilçesinde Kadın Doğum Uzmanı Op. Dr. Mediha Kübra Ceylan tarafından bölgede ilk olan kapalı yöntemle tüp açma operasyonu gerçekleştirildi.

Hava değişimleri nedeniyle grip vakaları arttı, servisler doldu

Trabzon’da havaların son günlerde bir sıcak bir serin seyretmesi ile birlikte gribal enfeksiyonların artış gösterdiği ve geçtiğimiz yıl Eylül ayından beri aktif olan grip salgının sürdüğü belirtildi.

Kalp hastalığı olan bebek, ambulans helikopterle Ankaraya sevk edildi

Hatay’ın Dörtyol ilçesinde doğuştan kalp hastası olan 4 günlük bir bebek, uzman bir ekip tarafından ameliyat edilmek üzere ambulans helikopterle Ankara’ya sevk edildi.

Egeli bilim adamlarının projesine TÜBİTAKtan destek

Ege Üniversitesi Tıp Fakültesi Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Çocuk Acil Bilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Eylem Ulaş Saz’ın yürütücülüğünü yaptığı “Sistemik Enfeksiyon Şüphesi Olan Bir Yaş Altı Çocuklarda Tükürük Prokalsitonin (PCT) Düzeylerinin Kullanımı ve Serum PCT Düzeyleri İle Karşılaştırılması” başlıklı proje TÜBİTAK tarafından desteklenmeye uygun bulundu.

TÜM HABERLER