© Haber Acıpayam 2022

Klimalardaki gizli tehlike

Prof. Dr. Finn Rasmussen, yaz sıcaklarının kendini iyice hissettirdiği şu günlerde kullanımı artan ve temizliği iyi yapılmayan klimaların sağlığı ciddi şekilde tehdit ettiğini kaydedetti. Rasmussen, "Yılın en sıcak günlerinin yaşandığı ülkemizde hava sıcaklıkları 40 santigrata ulaşmış, bu da klimalara duyulan ihtiyacı artırmıştır. Ev, araç ve işyeri gibi iç mekan ortamlarda yoğun klima kullanımı ise insan sağlığını tehdit eden önemli bir unsur olarak karşımıza çıkmaktadır. Yapılan araştırmalar gelişen sağlık sorunlarının gerekçesi olarak klimalardan kaynaklanan kötü hava kalitesini göstermektedir" dedi.


İç mekan hava kalitesinin yetersizliğinin, astım şikayeti bulunan kişilerde semptom artışına, hassas solunum yollarına sahip kişilerde ise yeni astım vakalarının gelişmesine neden olabileceğini ifade eden Yakın Doğu Üniversitesi Hastanesi Göğüs Hastalıkları Anabilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Finn Rasmussen, “Klima kullanılan iç mekan ortamların havasında bulunan alerjenler, evcil hayvanların dökülen eski derileri, hamamböceği ve diğer böcek haşere partikülleri, polen, bakteri ve küf gibi biyolojik maddeler içermektedir. Çok küçük parçacıklardan oluşan bu maddeler uçucu özelliğe sahip olup, hava yoluyla kolayca solunabilmektedir” dedi.



“Bakımı yapılmamış klimalar insan sağlığını tehdit ediyor”


Bakımı yapılmamış klimaların virüs, bakteri, mantar (küf) dahil olmak üzere birçok mikrop türünü barındırabildiğini kaydeden Prof. Dr. Finn Rasmussen, bu nedenle gelişebilen hastalıklar hakkında açıklamalarda bulunarak, “Nadir olarak görülmekle birlikte, kişilerde, solunan alerjen tozlar nedeniyle tüm akciğer dokusunu ve bronşları etkileyen bir enfeksiyon olan Hipersensitivite Pnömonisi gelişebilmekte, bu da hastanın hiç nefes alamamasına neden olabilmektedir. Binaların merkezi ısıtma/soğutma sistemlerinde hayatta kalabilen bir bakteri ise zaman zaman Lejyoner Hastalığı adı verilen zatürre salgınına yol açabilmektedir. Klimalar tarafından yayılan bu bakteri eş zamanlı olarak aynı ortamda bulunan birçok kişiyi olumsuz etkileyebilir. Evlerde kullanmakta olduğumuz çoğu klima türü, su soğutma sistemi bulunmadığından bakteri barındırmamaktadır. Ancak büyük binalarda ve ofislerde bulunan merkezi havalandırma sistemleri düzgün bakımı yapılmadığında kişiler için risk oluşturmaktadır” ifadelerini kullandı.


Yaptığı açıklamada, semptomları arasında üşüme, ateş, öksürük, yorgunluk, halsizlik, baş ağrısı, kas ağrısı ve iştahsızlık olan Lejyoner hastalığına tanı koymanın zor olabileceğine değinen Prof. Dr. Finn Rasmussen, bu şikayetlerle gelen hastalara uygulanan tıbbi görüntüleme tetkikleri sonucunda sıklıkla zatürre teşhisi konduğunu, doğru tanı için tıbbi görüntüleme dışında, belirli kan tahlilleri ve fiziki muayenenin şart olduğunu ifade etti.



“Sıcak havalarda aracınıza binmeden önce camları açarak havanın sirküle olmasını sağlayın”


Klimalardan salgılanan havanın, tahriş edici maddeler ile solunum yollarını ağırlaştırabilen ve iltihaplanmaya neden olabilen uçucu organik bileşikler gibi çeşitli gazlardan oluştuğunu söyleyen Rasmussen, yaz mevsiminin iyice kendini hissettirdiği şu günlerde araç klimalarının da aynı derecede tehlike içerdiğini kaydederek, “Gölgede olsun ya da olmasın arabalar da aşırı sıcaklık nedeniyle ısınmakta ve özellikle bazı arabaların iç donanımlarında kullanılan malzemelerden sıcak hava nedeniyle salgılanan kimyasal gazlar, araç içine yayılmaktadır. Bu da astım alevlenmesi dahil kişilerde solunum sıkıntıları meydana getirmektedir. Salgılanan bu gazlara maruziyeti azaltmak için araca binmeden önce camların açılarak içerideki hava sirkülasyonunun sağlanması tavsiye edilmektedir” şeklinde konuştu.


Klimaların bakımı yapılmadığı takdirde oluşturabileceği sağlık sorunlarının yanı sıra öte yandan günümüzde olmazsa olmaz bir gereksinim haline geldiğini söyleyen Prof. Dr. Finn Rasmussen, klimaların mevsimsel alerjisi bulunan kişilerde, açık havada bulunan polenlere karşı koruyucu özelliğe sahip olduğunu da belirtti.



Yetersiz hava kalitesi astım semptomlarında artış nedeni


Bakımı yapılmayan klimaların iklimlendirme sistemleri, yüksek toz ve polen konsantrasyonu içerebildiğinden, kişilerdeki astım semptomlarının kötüleşmesine neden olabilecek alerjenlerle temasa yol açacağını ifade eden Finn Rasmussen, ayrıca küf gibi biyolojik maddelerin, alerjik rinit veya diğer solunum problemleri olan bazı kişiler için yine rahatsız edici semptomlara neden olabileceğini belirtti.


“Astımı olan kişiler, klimaya maruz kaldıktan sonra sağlıkları etkilenebilir. Ayrıca, klimaya uzun süre maruz kalmak, kötüleşen astıma ve bu duruma bağlı akciğer enfeksiyonlarının gelişimine katkıda bulunabilir. Ayrıca soğuk hava, öksürme, hırıltı ve nefes darlığı gibi tipik astım semptomlarını tetikleyen faktörler arasındadır” diyen Prof. Dr. Finn Rasmussen, bu nedenle, içeriğe bağlı olarak, klimanın, solunum yolu hastalıkları için faydalı veya zararlı olabileceğini kaydetti.

İlginizi Çekebilir

“Yaza formda girmek için haftada 150 dakika yürüyün”

Yaz mevsimine formda girmek adına şimdiden dengeli beslenmeye dikkat edilmesi gerektiğini belirten Diyetisyen Melike Aslıhan Kara, “Su içmeyi ihmal etmeyin, günde ortalama 2-2.5 litre su içme hedefinize mutlaka ulaşın. Hareketinizi artırın ve haftalık minimum 150 dakika egzersiz süresini hedefleyin. Bilimsel olmayan diyetlerden uzak durun. Tükettiğiniz meyvelerin porsiyon miktarına dikkat edin. Probiyotiklerin gücünden faydalanın” dedi.

Uzmanından bebek isteyen çiftlere beslenme önerileri

Jinekolog Kağan Açıkgözoğlu doğurganlığı etkileyen faktörlere dikkat çekerken, hamile kalmada sperm ve yumurta kalitesinin, sperm ve yumurta kalitesinde de beslenmenin önemli rolü olduğunu söyledi. Uzm. Dr. Akıçgözoğlu, “Kadınlar hayatı boyunca oluşacak tüm yumurta sayısı genetik olarak belirlenmiş olarak dünyaya gelirler. Sonradan bu sayıyı artıracak önlemler alamazlar. Ancak yumurtalarının kalitesini iyileştirmek ve bunu yaparak doğal olarak gebe kalmayı kolaylaştırmak için atabilecekleri adımlar var” diyerek önerilerde bulundu.

Bölgenin ilk kapalı yöntemle tüp açma operasyonu Tatvanda gerçekleştirildi

Bitlis’in Tatvan ilçesinde Kadın Doğum Uzmanı Op. Dr. Mediha Kübra Ceylan tarafından bölgede ilk olan kapalı yöntemle tüp açma operasyonu gerçekleştirildi.

Hava değişimleri nedeniyle grip vakaları arttı, servisler doldu

Trabzon’da havaların son günlerde bir sıcak bir serin seyretmesi ile birlikte gribal enfeksiyonların artış gösterdiği ve geçtiğimiz yıl Eylül ayından beri aktif olan grip salgının sürdüğü belirtildi.

Kalp hastalığı olan bebek, ambulans helikopterle Ankaraya sevk edildi

Hatay’ın Dörtyol ilçesinde doğuştan kalp hastası olan 4 günlük bir bebek, uzman bir ekip tarafından ameliyat edilmek üzere ambulans helikopterle Ankara’ya sevk edildi.

Egeli bilim adamlarının projesine TÜBİTAKtan destek

Ege Üniversitesi Tıp Fakültesi Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Çocuk Acil Bilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Eylem Ulaş Saz’ın yürütücülüğünü yaptığı “Sistemik Enfeksiyon Şüphesi Olan Bir Yaş Altı Çocuklarda Tükürük Prokalsitonin (PCT) Düzeylerinin Kullanımı ve Serum PCT Düzeyleri İle Karşılaştırılması” başlıklı proje TÜBİTAK tarafından desteklenmeye uygun bulundu.

TÜM HABERLER